Türkiye Bugünlere Kolay Gelmedi

28 Şubat’ı zamansal açıdan diğer darbelerden ayıran en önemli fark, belli bir tarihte yapılıp biten bir şey değil, “gerekirse bin yıl sürer” sözünün de ifade ettiği gibi “kesintisiz bir darbe” olarak öngörülmüş olmasıydı.

 

Gerçekten de 28 Şubat, bir “tarih”ten ziyade bir “süreç”ti.

 

Sürecin mimarlarına göre, bundan sonra iktidara kim gelirse gelsin vesayetçi anlayışın sınırlarında hareket edecek, etmediği takdirde de yine vesayetçi anlayışın manivelalarıyla bertaraf edilecekti.

 

Milletimiz 3 Kasım 2002 seçimlerinde partimizi tek başına iktidara getirdi. Genel Başkanımızın milletle kurduğu gönül bağını ve bu bağa hiçbir şekilde halel getirmeyeceğini iyi bilen kesimler de hemen bildik bir hareketlenme içine girdiler.

Silahlı bürokrasideki bazı askerlerden, siyasetin bir bölümünden, yargıdan, medyadan ve iş dünyasından oluşan bildik bir konsorsiyum AK Parti iktidarını alaşağı etmek için her yolu denediler.

 

Bu arada ülkemiz Danıştay, Dink, Zirve Yayınevi vb karanlık suikastlarla sarsıldı.

“Genç subaylar rahatsız… 411 el kaosa kalktı… Mini etekli kızı diri diri yaktılar vb” bildik manşetler sıklıkla tedavüle sürülüyordu.

 

Daha dün sayılacak kadar yakın bir dönemde neler olmadı ki? Oyunlar tutmadıkça yenileri oynandı. Yargıda 367 benzeri inanılmaz garabetlere imza atıldı. Dahası 27 Nisan bildirisi sürecini yaşadık. Daha önce benzer dönemlerde yaşananların aksine, Başbakanımız ve hükümetimiz sürecin her aşamasında dik bir duruş sergiledi. Bu duruş, milletimizin partimize olan teveccühünü daha da artırdı. 2007 seçimlerinden daha güçlenerek çıktık.

 

Bu sefer 2008 yılında partimizi kapatmak için dava açıldı. Gazete kupürlerinden alelacele oluşturulmuş uyduruk fotokopilerle partimiz kapatılacak, başta Genel Başkanımız olmak üzere birçok kişiye siyasi yasak getirilecek, partimiz iki parçaya bölünecek, vesayetçi anlayış bir kere daha güç tazeleyerek yoluna devam edecekti.

Başaramadılar.

 

Belki onların her şeyi eskiye göre aynıydı ama Türkiye’de artık aynı olmayan bir gerçek vardı: Milletiyle her alanda sımsıkı kenetlenmiş, milletin kendisine, kendisinin millete sonuna kadar güvendiği bir lider; Recep Tayyip Erdoğan ve onun AK kadroları.

 

Şimdi Türkiye gerçek bir hukuk devleti ve kâmil bir demokrasi olma yolunda hızla ilerliyor. Geçmişte haksızlığa, hukuksuzluğa ve gayri meşru işlere soyunmuş olanlar, yargıya hesap veriyor. Artık ülkemizde adalet, zayıfların takılıp kaldığı, güçlülerin ve seçkincilerin ise delip geçtiği bir örümcek ağı değil.

 

Bugünlere kolay gelmedik. Türkiye normalleşmek için tam 10 yıl bekledi.

Bugünlere 3 genel seçim, 2 yerel seçim, 2 de referandum sandığı ile geldik.

Milletimize şükranımız sonsuzdur.

 

 

Bazı çevreler bugün yaşadığımız tarihi gelişmeleri sulandırmak ve mümkün olursa durdurmak için her türlü trajikomik manevrayı sergiliyor. Ama artık kimseyi kandırmaları mümkün değil. Bu millet onları ve oyunlarını ezbere biliyor.

 

Bugünlere kolay gelmedik.

 

Ve daha gideceğimiz çok yolumuz var.

 

27 Mayıs’ta İstanbul Şahlanacak

 

İlçe kongrelerimizi büyük bir coşku ve heyecanla gerçekleştirdik. 27 Mayıs’ta da İstanbul’umuzun İl Kongresini yapacağız inşallah. TT Arena stadında el ele gönül gönüle, emsalsiz bir heyecan ve coşkuyla, birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhunu en zirveye çıkararak İstanbullumuzun ve Türkiye’mizin yüzünü ağartacağız.

 

Genel Başkanımıza, AK Partimize ve Türkiye’mize yaraşır ve yakışan bir kongre yapacağız. Bu anlamda hummalı bir faaliyet içindeyiz. Hazırlıklarımız bütün hızıyla devam ediyor.

 

İstanbul’un tarihi günlerinden birini yaşayacağı 27 Mayıs 2012 için bütün ilçelerimizin nasıl müthiş bir coşku, büyük bir heyecan ve sabırsız bir bekleyiş içinde olduğunu görmek, inanın beni şahsım ve teşkilatım adına son derece mutlu ediyor.

 

Böylesine samimi, yürekli, gayretli ve fedakâr bir teşkilatla çalışıyor olmaktan çok ama çok büyük bir onur duyuyorum. Bu teşkilatımızla çok güzel günleri her beraber yaşadık. Çok daha güzel günleri de yine beraber yaşayacağız inşallah.

 

Parolamız hep aynı:

 

Durmak yok, yola devam!