Dev Bir Organizasyondan Daha Yüz Akıyla...

Organizasyon kabiliyeti her zaman tartışılmaz olup büyük övgüleri hak eden İstanbul teşkilatımız, dev bir organizasyonu daha alnının akıyla tamamladı.

İstanbul, ülkemize sığınmış ve karda kışta üşüyen mülteci kardeşlerine sahip çıktı ve “Üşüyorum, yardım edin” kampanyamıza büyük destek verdi.

Toplanan yardımlar Şanlıurfa’da mükemmel bir organizasyonla ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı.

 

Biz de il yönetimimizle, İlçe ve belediye başkanlarımızla bizzat giderek bu güzel organizasyonun Şanlıurfa’daki finalini gerçekleştirdik.

Paylaşmanın, dayanışmanın ve kardeşliğin o manevi havasını doya doya teneffüs ettik.

 

Bizi, oraya götürdüklerimizin aslında “bize kalanlar” olduğunun şuuruyla dolduran bir medeniyetin çocukları olduğumuz için Allah’a hamd ettik.

Üşüyen çocukların gözlerindeki sevinçle üşüyen ruhlarımızı sardık sarmaladık. Bu güzel organizasyona emek veren İstanbul teşkilatımıza mensup kardeşlerimize, kampanyamıza ekonomik destek sağlayan İstanbullulara ve bizi bağrına basarak oradaki çalışmaların en güzel şekilde olmasını sağlayan Şanlıurfalı kardeşlerimize en kalbi şükranlarımı sunuyorum.

 

Daha Güzel Bir Dünya İçin

Biz terörde nice insanını kaybetmiş ve halen terörle mücadelesini sürdüren bir ülkeyiz.Dahası terörle mücadelesinde çoğu zaman yalnız bırakılmış bir ülke.

Bununla da kalınmamış, ülkemizde terör estirenler uluslararası alanda sürekli himaye ve destek görmüştür. Buna rağmen bizim terör konusunda tavrımız ilkeli ve nettir. Terörü kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın asla tasvip edilemez bir insani suç olarak görüyoruz. İçerde ve dışarıda meydana gelmiş her olayı iç politika malzemesi yapıp kendi ideolojik hanesine kazanç olarak ekleme saplantısındaki malum çevreler, Paris’teki saldırı olayının ardından da saçma sapan yorumlarla bir sürü yanlışa imza attılar.

En vahimi de terörü İslam’la ilişkilendirmek.

Terör din üzerinden anlamlandırılamaz.

 

Fransa’daki terörü tartışırken birçok gazete ve televizyonda öylesine özensiz bir dil kullanıldı ki, batıdaki İslamofobikler bile bu noktada yerli fobiklerden daha insaflıydı. Hele bazıları öyle bir hava estiriyor ki, sanırsın insanlar sırf Müslüman oldukları için utanç içinde önlerine bakmalı, Müslümanlıklarından dolayı neredeyse özür dilemeli neredeyse.

Bu son derece yanlış, son derece haksız ve son derece de çözümsüz bir bakış açısıdır. Terör başka bir şeydir, din veya dinler daha başka.

Terör konusunda uluslararası alanda yapılan en temel bir yanlış da bu konuya kategorik yaklaşıp ilkeli ve ahlaki bir tutum sergilenememesidir.

Her ülkenin ve her insanın maruz kaldığı terör aynı ciddiyetle ve duyarlılıkla ele alınmalıdır. “Benim yurttaşlarım ölürse terördür, başka yerde ölürse sadece istatistiktir” anlayışıyla dünyanın varacağı bir yer yoktur.

Daha adil, daha barışçı, daha insancıl ve terörsüz bir dünya, sırf süslü cümleler kurarak tesis edilemez.

Bir yandan terörle en kararlı şekilde mücadele ederken, bir yandan da kar maksimizasyonunu, sömürüyü ve çıkarı önceleyip insanı ve erdemi dışlayan bir real politiğin her alanda sorgulanması şarttır.

Daha güzel bir dünya mümkün!