İşte Millet İşte Adayı!

Başbakanımızın mitinglerine dikkat ediyor musunuz;

Yazın en sıcak günlerini yaşamamıza rağmen...

Üstelik de Ramazan olmasına rağmen...

İnsanlarımız akın akın meydanlara koşuyor, oruçlu ağızları kurumuş dudaklarıyla ve hançerelerini yırtarcasına haykırarak Başbakanlarına desteğini bildiriyor.

Şehirlerimizdeki coşku ve heyecan görülmeye değer.

Burada sorulması gereken bir soru var:

İnsanlarımızı bu yaz sıcağında ve üstelik oruçluyken güneşin altında saatlerce durmaya motive eden nedir?

Cevabı gayet açık:

“Milletin adayı” olmaktır.

 

Millet 10 Ağustos’ta asıl oylanacak olanın “devlet nereye bakıyorsa millet oraya bakacak” diyen bir anlayışla, “Millet nereye bakıyorsa devlet oraya bakacak” diyen anlayış olduğunu iyi biliyor.

Yarışın “Eski Türkiye” diyen statükocu, vesayetçi ve milleti yok sayan anlayışla Yeni Türkiye diyen demokratik, özgürlükçü ve egemenliğin millette olmasını savunan anlayış arasında olduğunu çok iyi biliyor.

Daha önce Başbakanımızın muhteşem mitinglerini “efendim halka döner ekmek veriyorlar, halk bedava yiyip içmek için meydanlara gidiyor” türünden gülünç sözlerle eleştirmeye çalışanlara soruyorum:

Peki bugünlerde meydanlara sığmayan bu milleti güneş tepelerinde oruçlu bedenlerini kavururken saatlerce ayakta bekleten güç ne?

Siz bunu anlayamazsınız. O yüzden de bir cevap veremezsiniz.

Ama milletimiz çok iyi anlıyor.

O yüzden de nasıl önce miting meydanlarında Başbakanımızı, sonra da iftarı coşku ve heyecanla bekliyorsa, aynı coşku ve heyecanla 10 Ağustos’taki sandığı da bekliyor.

Bir bayram sevinci içinde “İşte cumhur, işte başkanı” diye haykırmak için!

 

Biz Gazze’yiz Gazze Bizdir...

 

Terörün devletleşmiş halinden ibaret olan İsrail bir kere daha Gazze’ye saldırdı.İlaçtan, elektriğe, yiyecekten suya varıncaya kadar zaten birçok mahrumiyeti ve mağduriyeti yaşayan Gazze’ye.

Tüm dünyanın gözleri önünde.

Yapılan tek kelimeyle katliam hatta soykırım.

Her geçen gün ölü ve yaralı sayısı hızla artıyor.

Ölenlerin çoğu da çocuk, bebek, kadın ve yaşlılar.

Dünyada varlığını terörle anlamlandıran tek ülke İsrail.

İsrail’in kan dökmesi veya katliam yapması için İsrail olması yeterli!

İsrail hiç bir insani kuralı tanımıyor, hiçbir uluslararası hukuk maddesini tanımıyor.

Çünkü İsrail kendisinin, başta ABD olmak üzere batı dünyasının Ortadoğu bölgesindeki siyasi emellerinde her zaman çok elverişli bir manivela olduğunu biliyor.

 

Bu nedenle de “batı emperyalizminin bölgedeki şımarık çocuğu” rolünü alabildiğine rahatlıkla ve hunharca oynuyor.

Başka ülkelere yaptırım uygulamak söz konusu olduğunda şahin kesilen BM, İsrail’e gelince bir türlü karar alamıyor.

Çünkü BM, yapısal olarak adaletten nasipsiz bir kurum.

“Veto yetkisi olan ülkeler” diye bir garabeti var BM’nin.

Aralarında bir tane İslam ülkesi yok!

Böyle olunca da, veto yetkili herhangi bir ülke karşı çıktı mı İsrail aleyhine hiçbir karar alınamıyor.

Zaman zaman vaziyeti kurtarmak ve göz boyamak için İsrail aleyhine bazı kararlar alınsa da, onları da İsrail takmıyor zaten.

Takmadığı için de hiçbir yaptırıma uğramıyor nasılsa.

Gazze’nin maruz kaldığı bu yeni dramı durdurmak adına en çok çabayı yine Başbakanımız ve Türkiye gösteriyor.

İnsanı en çok kahredense, batılı devletlerin aldırışsızlığından ziyade İslam dünyasının şuursuzluğu.

 

Başbakanımız da her konuşmasında bunun altını özellikle çiziyor.

Bu arada tarih ve kültür şuurundan yoksun bazıları, her zaman olduğu gibi yine  “Bize ne Gazze’den? Tarafsız kalalım” diyorlar.

Onlara sadece bir tek şey söylüyorum:

Bir Gazzeli şehidin mezarının Çanakkale’de ne işi varsa, bizim de o nedenle Gazze’de işimiz var!