Gündemden Kesitler

Seçimler Teşkilatla Kazanılır

Teşkilat, en genel anlamıyla, belli bir gayeyi, uygun bir yerde, insan, zaman ve malzeme unsurlarını birleştirerek gerçekleştirmeye hizmet eden dinamik bir sistemdir.

Siyasi partilerde ise teşkilat, o partiye ait felsefenin en somut şekilde ete kemiğe büründüğü zemindir.Bir siyasi parti olarak felsefeniz ne kadar güçlü, davanız ne kadar haklı olursa olsun, eğer sağlam bir teşkilatınız yoksa, başarıya ulaşamazsınız.Biz İstanbul Teşkilatı olarak eğer bugüne kadar birçok başarıya imza atmışsak, bunda en önemli faktör, ilçe başkanından mahalle başkanına, kadın kollarından gençlik kollarına, şoföründen çaycısına kadar sağlam, oturmuş, karakterli ve organizasyon kabiliyeti olan kaliteli bir teşkilatımız olduğu içindir.Ve yine çok iyi biliyoruz ki; işte bu teşkilatların temelleri de kongrelerde atılır.Her kongre bir yeniden yapılanma, yeniden tazelenme, yeniden silkiniş ve şahlanıştır.Halen bütün coşkusu ve heyecanıyla devam eden ilçe kongrelerimizde yegane hedefimiz, 2015 seçiminde İstanbulumuzun yüzünü ağartacak en ideal yapılanmayı gerçekleştirmektir.El ele, gönül gönüle, birlik beraberlik içinde ve kardeşçe...Her şey İstanbul, her şey Türkiye’nin aydınlık yarınları için!

Yeni Partiler

2015 seçimleri yaklaşırken yeni partiler kuruluyor.

Şunu açık yüreklilikle söyleyelim ki, yeni partiler kurulmasını memnunlukla karşılıyoruz. Çünkü biz devleti yönetmeye talip olmak için milletin hakemliğine başvurmayı siyasetin en meşru yöntemi sayıyoruz. Bu ülkeyi yönetmeye talipsen, bu ülke için güzel projelerin olduğuna inanıyorsan;

Asla şiddeti ve vandallığı yol ve yöntem edinmeyeceksin.

Ordu göreve vb çağrılarla demokrasiyi katletmeye yeltenmeyeceksin.

Çeşitli kumpaslarla millete operasyon yapmaya kalkmayacaksın.

Paralel yapılar oluşturup devlet içinde gayri meşru ve örtülü iktidar alanları oluşturma sevdasına kapılmayacaksın.

Kuracaksın partini ve milletin hakemliğine sunacaksın.

Sonra da milletin iradesine saygı göstereceksin.

 

Aslolan Her Bir Vatandaşımızın Mutluluğudur

Biz bu ülkede, düşüncesi, etnik ve kültürel kimliği ve inancı ne olursa olsun, tek bir vatandaşımızın bile mutsuzluğunu görmezden gelemeyiz, gelmeyiz.

Çünkü insanı devlet için değil, devleti insan için var sayan bir anlayıştan geliyoruz. Devletin en büyük görevinin insanı mutlu etmek, insanı yaşatmak olduğuna inanıyoruz. Böyle düşündüğümüz içindir ki, çok uzun yıllardır hasır altına itilmiş, görmezden gelinmiş her sorunun üzerine kararlılıkla gittik.

Çözüm süreci bu anlayışımızın sonucudur. Alevi kardeşlerimizin sorunlarını büyük bir hassasiyetle ele alışımız bundandır. Dersim’in tarihte yaşadığı büyük acıdan dolayı hakkı ve hakikati dile getirişimiz bundandır.

Bunları yaparken asla oy getirir-oy götürür gibi bir kaygının içinde olmadık, olmayız, olmayacağız. Çünkü insanın onuru, haysiyeti ve mutluluğu her oyun üzerinde ve her siyasi pozisyondan daha değerli, daha üstündür.

Biliyoruz; ülkemizde sorunların varlığından nemalanmaya çalışanlar, beslenenler var. Bu kesimler, sorunlar çözüldükçe kendi varlıklarının anlamsız kalacaklarına inanıyorlar. Bu nedenle de her çözüm arayışımızı başka noktalara çekip istismar etmeye, kadük bırakmaya ve engellemeye çalışıyorlar. Ancak başaramayacaklar. Zira insanın değeri, mutluluğu ve özgürlüğü, bu uğurda öne çıkacak her engelden daha güçlü, daha aziz, daha büyüktür.